Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tahliye talebi, mahkemece gizli tanık beyanı gerekçesiyle reddedildi. Mahkeme, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığını tartışarak, iddiaların mahiyetine göre gizli tanık ifadelerinin değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Mahkemeden detaylı gerekçeler
Mahkeme kararında, örgüt üyeliği suçunun unsurları için faaliyetlerin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk taşıması gerektiği ifade edilerek, somut olayda örgütle belirli bir organik bağ veya temsil ilişkisi olmadan suçun gerçekleşmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapıldı. Şüpheli Ahmet Özer’in, Abdullah Öcalan'ın bazı akademisyenlere yönelik demokratik özerklik projesine katkı sunabileceğine dair isminden söz edilmesi, dava dışındaki bazı şahıslarla insani niyetlerle görüşme yapması ve başkanlığını yürüttüğü Esenyurt Belediyesi’nin düzenlediği festival sırasında örgüt lehine sloganların atılması gibi unsurların bu kapsamda incelendiği belirtildi.
Mahkeme ayrıca, söz konusu iddiaların örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmesinin tartışmalı olduğunu, ancak gizli tanık ifadesinin Tanık Koruma Kanunu’nun ilgili maddesi gereği hükme tek başına esas teşkil edemeyeceğini belirtti. Bu gerekçelere rağmen, gizli tanık beyanındaki bazı eylemlerin, suçun sübutu halinde örgütle organik bağ olmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olmayabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Toplanması gereken deliller ve tutukluluğun orantılığı
Mahkeme, gizli tanığın ifadesine ilişkin eylemlerin, suçun niteliği gereği yeni elde edilen deliller doğrultusunda incelenmesi gerektiğini ve Özer'in tutukluluğunun bu aşamada orantılı olduğunu ifade etti. Suçun alt ve üst sınırları dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Kararın ardından dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine ve ilgililere tebliğine karar verildi. Mahkeme, dosyayı inceleyerek kararın kesin olduğunu bildirdi.