AMED TV - Özgür Kadın Hareketi (TJA), Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları, Diyarbakır Baro’su, Diyarbakır Rengareng Umutlar Derneği ve birçok Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcisinin katılımıyla açılan taziye yerinde, Narin davasının etkin ve adil bir şekilde sonuçlandırılmasına vurgu yapıldı.
Diyarbakır Rengareng Umutlar Derneği Genel Koordinatörü Yeter Erel, Türkiye’de çocukaları koruyan etkin bir yasal uygulamanın olmadığına dikkat çekerek daha önce öldürülen çocukların failleri gerektiği gibi cezalandırılsaydı, belki bugün Narin için taziye kurulmazdık dedi.
Leyla davasında cezasızlığın önüne geçilseydi, bugün Narin’in yasını tutmazdık
Erel, Amed Times’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Biz ders çıkarmamız gereken olaylardan ders çıkarmadık. Ağrı'da yaşayan ve yine benzer bir süreç yaşayan Leyla’nın (Leyla Aydemir) olayında maalesef gereken ders çıkarılmadı. Eğer o gün örgütler, partiler, bu ülkedeki, Kürdistan'daki ve Türkiye'deki bütün kurumlar bileşenler, aktivistler ve aktörler yan yana gelip, o olayın cezasızlıkla sonuçlanmasının önüne geçebilseydi; biz bugün burada Narin’in yasını tutmuyor olacaktık. Dolayısıyla bu ikinci dakika da eğer aynı şekilde sonuçlanırsa, bundan sonraki sayılar her geçen gün artarak devam edecek. Bu yüzden çok belirleyici ve önemlidir”
"Leyla dosyasındaki hukuksuzluğun Narin’in dosyasında da işletilmesinden kaygılıyız"
O zaman 4 yaşında olan Leyla Aydemir de 2018 yılında Ağrı’da kaybolmuştu ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu. Cinsel istimara uğradığı kanıtlanan Leyla’nın dosyasından tutuklananların hepsi 2 yıl sonra tahliye kararı verilmişti.
Leyla’nın başından geçen sürecin, Narin dosyasında da tekrar etmesinden kaygısını dile getiren Erel, şunları söyledi:
“Leyla'nın davası biliyorsunuz cezasızlıkla sonuçlandı amcası tahliye edildi. Bugün Narin’in amcası cezaevinde, süreç hiç şeffaf yürütülmüyor, gizlilik yasağı var. Dolayısıyla buradan da bir cezasızlıkla sonuçlanma ihtimali maalesef çok yüksek. Biz her zaman şunu söylüyoruz bu ülkenin bir çocuk hakları politikası yok ve bu da her geçen gün bir başka çocuğun kaybolmasına, ihlal ve ihmal edilmesine, hatta yaşam hakkının elinden alınmasına neden olan sonuçlara varıyor.”
Devlet ve yetkililer bu çocuklardan sorumludur