Kültür - Sanat

Mardin'de Süryaniler Meryem Ana’nın intikalini andı

Her 15 Ağustos'ta Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Anıtlı (Hah) köyünde bir araya gelen Süryaniler, Meryem Ana'nın vefatını anmak için özel bir tören düzenliyor. Bu yılki anma etkinliğinde Meryem Ana'nın önemi, katılımcılar ve etkinlik detayları merak konusu oldu. Meryem Ana Kilisesi'nde gerçekleştirilen anmaya kaç kişinin katıldığı, kilisenin mistik hikayesi ve bu özel günün anlamı hakkında tüm detaylar sizlerle.

Abone Ol

AMED TV - Tüm Hristiyan dünyası için derin bir anlam taşıyan Meryem Ana'nın anma günü (Şahro), Süryaniler için özel bir önem arz ediyor. Bu yıl da Turabdin ve diasporadaki birçok Süryani'nin katılımıyla gerçekleştirilen anma törenleri, geleneksel olarak bir gün önceden yapılan akşam duasıyla başladı.

Duaya, Mor Gabriyel Metropoliti Samuel Aktaş ve birçok din adamı katıldı. Duanın ardından, kilise avlusunda kurulan masalarda misafirlere yemekler ikram edildi. Akşam saatlerinde, Süryaniler koro halinde Meryem Ana için ilahiler söyleyerek geceyi kilisede geçirdi. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kilise avlusunda gerçekleştirilen ayin, yaklaşık 600 kişinin katılımıyla 2 saat sürdü. Ayinin ardından yapılan kahvaltıyla birlikte, Süryaniler için bu manevi gün, kalabalığın dağılmasıyla son buldu.

“600 Süryani vatandaşımızın katılımıyla gerçekleşti”

Meryem Ana Kilisesi’nde görevli olan Bünyamin Aydın Amed Times’a konuştu. Aydın “Her sene olduğu gibi bu senede Meryem Ana’nın intikalini andık. Bu anmaya yurtiçi ve yurt dışından yaklaşık 600 Süryani vatandaşımızın katıldı. Biz Süryaniler için maneviyatı yüksek olan bugünde Meryem Ana için dualar edildi, ilahiler söylendi ve her şey olması gerektiği gibi geçti. Bu önemli günde bize katılan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Turabdin'in kalbindeki gizemli yapı

Turabdin’nin kadim yapılarından biri olan Meryem Ana Kilisesi, yalnızca dini değil, mimari açıdan da büyük önem taşıyor. Tarihi 1.yy dayanan Kilise anıt olarak inşa edilmiş daha sonra 4.yy'da üst kısım kapatılarak kiliseye çevrilmiştir. Kiliseyi eşsiz yapan özelik içerden kubbe dışardan kare görünümlü bir yapıya sahip olmasıdır. Bu mimarinin Göz alıcı bir diğer kısmı ise Kilise içi ve dışında taşlara işlenmiş haç, üzüm, zeytin dalı, güvercin gibi Hristiyanlıkta kutsiyeti olan motiflerdir. Kilise UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne yer almakta. Kilisenin arazilerinde fıstık, üzüm başta olmak birçok ürün yetiştirilip satılıyor ve geliri kilise ihtiyaçları için harcanıyor.

Kilisenin rivayeti

Söylenceye göre, İsa Mesih’in doğacağını önceden öğrenen ve doğudan gelen 12 Kral, Turabdin’in doruklarındaki Hah şehrinde (Anıtlı) çadırlarını kurarlar. Aralarından seçtikleri üç kral, doğuda gördükleri yıldızın rehberliğinde, doğacak olan İsa Mesih’e hediyelerini sunmak ve ona tapınmak üzere yola çıkarlar. Üç kral Beytlehem’e gelir ve İsa Mesih’e hediyeler sunar. Daha sonra, Meryem Ana’nın kendilerine verdiği örtüyü alarak, diğer dokuz kralın konakladığı Hah’a dönerler. Verilen örtüyü, her birinde bir anı kalması için 12 parçaya bölmeye çalışsalar da başarılı olamazlar. Bunun üzerine örtüyü yakmaya karar verirler. Ateşe attıkları örtü, aniden, her birinin resmi ve isminin kazındığı 12 altın kalıba dönüşür. Bu mucizevi olayın ardından, Meryem Ana'nın anısına, dünya boyunca ayakta kalacak bir anıt inşa etmeye karar verirler ve Meryem Ana Manastırı’nın temellerini atarlar.

Açık hava müzesini andıran Hah köyü

Turabdin'in en eski Süryani köylerinden olan ve tarihi MÖ 11. yy. kadar uzanan Hah köyü, Midyat'ın kuzeydoğusunda bulunuyor. Köy içerisinde ve çevresinde 40’a yakın kilise olduğu söyleniyor. Günümüzde bunların sadece birkaçı ayakta. Köyün tam ortasında bulunan Mor Sobo Kilisesi olarak bilinen merkezi katedral 9 asır boyunca Turabdin bölgesinde metropolitlik merkezi olarak kullanılmış. 13.yy. başlayan Moğol akınları sonucu Timurlenk tarafından yıkıldı. Günümüzde harabe durumunda olan Katedral, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne bulunuyor. Hah köyünün bir diğer özelliğini ise köyde 1100 yıldır yetiştirilen Kara nohut. Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) tarafından coğrafi işaretli ürünü olarak tescillenen kara nohut günümüzde halen köy sakinleri tarafında yetiştiriliyor. Köyde şu an aktif olarak 23 Süryani aile yaşıyor.