Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili davada, Diyarbakır Barosu eski başkanı Nahit Eren, mahkeme başkanına önemli değerlendirmeler yaptı. Eren, davanın seyrine ilişkin kritik tespitlerde bulunarak, cinayetin faillerinin ve bu suçun ortaya çıkmasına engel olanların cezalandırılmasını talep etti.
Eren, mahkemede yaptığı konuşmasında, "Dosyada önemli bir aşamaya geldik. Narin'e bunu yapanların, buna göz yumanların ya da bulunmasını geciktirenlerin adalet önünde cezalandırılması gerektiği üzerine çalışacağız" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Diyarbakır Barosu’nun davaya müdahil olmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirerek, bu sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.
Eren, cinayetin faillerine dair önemli bir uyarıda bulunarak, "Şu an öldürmekten dört sanık var. Ancak öldürmeye iştirak eden yeni faillerin çıkacağı kanaatindeyim" dedi. Narin’in kaybolduğu ve öldürüldüğü saatin belirlenmesiyle ilgili de dikkat çeken açıklamalarda bulunan Eren, "Biz Narin’in öldürüldüğü saati 18.00’den sonra biliyoruz. Çünkü bir kurgu düzeni var" diyerek, davanın karmaşık yönlerine değindi.
Olayla ilgili çok sayıda şüpheli ve yanlış bilgi olduğunu, ancak çeşitli delillerle bu eksikliklerin tamamlanmaya çalışıldığını belirten Eren, Narin’in kaybolduğu saati belirleyen kamera görüntülerine ve baz istasyonu verilerine dikkat çekti. "Baz istasyonu verisi, sağlıklı bilimsel anlamda kesik bir delil olarak kabul edilebilir" diyen Eren, bu tür teknik verilerin olayın çözülmesinde kritik rol oynadığını vurguladı.
Enes Güran’ın, Narin’in kaybolduğu gece evde olup olmadığına dair tartışmaların da dosyadaki önemli bir eksen oluşturduğuna değinen Eren, "Enes’in telefonunun 16.13’te kapandığı, sabah 04.00’te yeniden açıldığı bilgisi önemli bir bulgu" dedi.
Diyarbakır Barosu eski başkanı Nahit Eren, davada yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve suçluların en kısa sürede adalet önüne çıkarılmasını savundu. Sanıkların tutukluluk halinin devamını isteyen Eren, Narin’in ölümüne dair sorumluluğu bulunan tüm kişilerin cezalandırılmasını talep etti.