Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası kapsamında Amed’den Ankara’ya yürüyüş devam ediyor. İkinci gününde Riha’da gerçekleştirilen etkinlikte, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Rojava’yı savunan güçlü açıklamalarda bulundu.
Yürüyüşün Riha Barosu’nda yapılan buluşmasına katılan Kılıçgün Uçar, Rojava’nın tarih yazan bir halkın mücadelesinin sembolü olduğunu ifade etti. “Rojava, ulus devletlere karşı tarih yazmak isteyen halkların mücadelesinin bir adıdır” diyen Uçar, küresel ölçekte Rojava’ya sahip çıkılması gerektiğini belirtti. Rojava’daki halk mücadelesine değinen Uçar, bölgedeki kadınların, gençlerin ve tüm halkın ortak yaşam iradesiyle kazandıkları zaferin, iktidarlar tarafından cihadist çetelerle tehdit altında olduğunu vurguladı.
Kılıçgün Uçar, “Herkes Rojava’ya borçludur. Rojava; halkların direnişinin ve birlikte yaşama iradesinin kazanımıdır. Bu direnişin korunması ve sahiplenilmesi gerekir” diyerek, uluslararası alanda Rojava için daha fazla sahiplenme çağrısında bulundu.
“Savaşın en fazla kadınlar ve çocuklar üzerinde etkisi var”
İlk olarak konuşan MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat ise, Kürt sorununun çözülmemesinin Türkiye ve Kurdistan’daki tüm krizlerin kaynağını oluşturduğunu belirtti. “Devlet, Sayın Öcalan’ı bir muhatap olarak kabul ettiğinde kimse yaşamını yitirmedi. Ancak süreç sona erdiğinde savaş başladı ve savaşın maliyetleri, ekonomik krize yol açtı” diyen Canpolat, çözüm sürecinin yeniden başlaması gerektiğinin altını çizdi.
TJA Aktivisti Çağlar Demirel, savaşın en çok kadınlar ve çocuklar üzerinde etkili olduğunu belirterek, Rojava’nın bu anlamda önemli bir örnek teşkil ettiğini söyledi. Demirel, “Rojava, kadınların özgürlük mücadelesinin simgesidir. Kadınlar, bu iradeyi her zaman koruyacaktır” dedi.
“Sayın Öcalan, özgür olmalıdır”
Kılıçgün Uçar, kürt sorununun çözümünde devletin ve iktidarın artık gidecek başka bir yolunun kalmadığını söyledi. Uzun yıllardır süren tecridin halklar üzerinde yarattığı hukuksuzluğa dikkat çeken Uçar, “Sayın Öcalan, Türkiye’nin iç hukuku, uluslararası kararlar ve halk iradesi tarafından özgür olmalıdır. Bu sorumluluk, hepimizin sorumluluğudur” diyerek, Kürt sorununa çözüm için TBMM’yi ve toplumun tüm kesimlerini sorumluluk almaya çağırdı.