AMED TV - CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde, “etki ajanlığı” maddesine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bülbül, bu düzenlemenin "Dezenformasyon Yasası" gibi korku iklimi yaratmaya çalıştığını belirtti ve aynı fiilden iki kez ceza verilmesinin adil olmadığını vurguladı.
Bülbül, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "cezasızlık algısının sona erdirileceği" yönündeki açıklamalarına atıfta bulunarak, toplumda şiddet ve cezasızlık politikalarının tartışıldığı bir dönemde, "etki ajanlığı" gibi maddelerle gerçek sorunların üstünün örtüldüğünü ifade etti. Bu maddelerle, toplumu korkutmayı amaçlayan güvenlikçi yasaların dayatıldığını savunan Bülbül, Gürcistan, Macaristan, Rusya ve Çin gibi ülkelerde uygulanan benzer yasaların demokrasiye zarar verdiğini söyledi.
Bülbül, hükümetin gündeminde yer alan bu yeni düzenlemelerin, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, çocuk ölümleri gibi toplumun gerçek sorunlarından dikkatleri saptırmaya yönelik olduğunu belirtti. Özellikle "Yenidoğan Çetesi" ve kadın cinayetleri gibi toplumsal olayların halen çözüm beklediğine işaret ederek, Türkiye'nin esas gündeminin bu olması gerektiğini vurguladı.
"Casusluk ve Etki Ajanlığı Üzerinden Toplumsal Baskı"
Bülbül, “etki ajanlığı” maddesiyle vatan hainliği gibi suçların hafife alındığını belirtti. Casusluğun ağır bir suç olduğunu ve böyle bir fiilin üç ila yedi yıl gibi hafif cezalarla sonuçlanmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Bülbül, bu tür maddelerin gerçek amacının farklı olduğunu öne sürdü. Özellikle Dezenformasyon Yasası gibi düzenlemelerin toplumda korku ve baskı yaratmaya yönelik olduğunu dile getirerek, aynı suça birden fazla ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğunu savundu.
"Siyasi Davalarda Cezasızlık Eleştirisi"
Toplumsal davalar ve cezasızlık politikaları konusuna da değinen Bülbül, Madımak, Hrant Dink ve Güvenpark davalarında kamu görevlilerinin korunmasının adaletin önünde engel olduğunu belirtti. Güvenpark Davası'nda Amerikan Büyükelçiliği’nin vatandaşlarına Kızılay’a gitmemeleri yönündeki uyarısını hatırlatan Bülbül, mahkemenin tüm bu bilgilere rağmen gerekli adımları atmamasını eleştirdi.
CHP’li Süleyman Bülbül, yargının siyasallaştığını belirterek, Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada da bu sürecin net şekilde görüldüğünü ifade etti. İmamoğlu'nun "Ahmak Davası"ndaki cezasının, yargı üzerindeki baskının bir sonucu olduğunu öne sürdü. Bülbül, aynı suçtan iki kez ceza verilmesi gibi düzenlemelerle adaletin zedelendiğini ve bu tür yasaların toplumda korku iklimi yaratmayı amaçladığını savundu.