AMED TV - Travma, genellikle stres düzeyini artıran olaylara verilen ad olarak sıkça kullanılmakta; ancak bu terim, günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik şekilde gelişen, kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olayları tanımlamak için daha kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır. Travmatik yaşantılar, genellikle kişinin yaşamına, fiziksel bütünlüğüne, sevdiklerine veya inanç sistemlerine yönelik büyük tehditler içerir ve dehşet, kaygı ve panik yaratabilir.
Travma, kişisel bir tehdit algısı yaratan ve aşırı korku, çaresizlik hissi ile özdeşleşen olayları ifade eder. Bu olaylar:
- Bir trafik kazası,
- Doğal afetler (deprem, sel, vb.),
- Taciz ve şiddet,
- Uzun süreli zorlayıcı yaşam koşulları (örneğin, evlilikte fiziksel şiddet) olabilir.
Her bireyin travmayı algılama şekli farklıdır; bir kişinin yaşamı tehdit eden bir kaza olarak gördüğü olay, başka bir kişi için sadece rahatsız edici olabilir. Dolayısıyla, travma kişisel algı ve değerlendirmeye dayalıdır.
Travma zeminleri ve tepkiler
Travmatik olaylar, genellikle şu dört zemin üzerinde etkili olur:
Yaşama tehdidi: Kişinin yaşamını doğrudan tehlikeye atan durumlar.
Fiziksel bütünlük tehdidi: Kişinin bedensel bütünlüğüne zarar verme riskleri.
Sevdiklere tehdit: Aile üyeleri veya yakın çevrenin tehlikede olması.
İnanç sistemleri tehdidi: Kişinin temel değer ve inançlarını sarsan durumlar.
Bu tür olaylarda kişiler genellikle güven kaybı, çaresizlik, kafa karışıklığı ve kayıp yaşarlar. Travma, hem tek seferlik (kaza, afet, suç) hem de sürekli (çocuk istismarı, şiddetli ilişkiler) yaşantılarla ilişkilendirilebilir. Önemli olan, travma olup olmadığına kararın olayın mağdurlarına ait olduğudur.
Travma sonrası tepkiler
Travma sonrası tepkiler genellikle şu beş aşamada incelenebilir:
- İlk etki aşaması: Bu aşamada kaygı ve korku ön plandadır. Olayın etkisi altında kalan kişiler, yaşadıkları travmanın hemen ardından yüksek düzeyde endişe ve panik yaşayabilirler.
- Kahramanlık aşaması: Bu dönemde birçok kişi, felaketin sonuçlarıyla başa çıkmak için fiziksel ve zihinsel olarak yoğun bir çaba içine girer. Yardımseverlik ve dayanışma gösteren bu kişiler, yaşadıkları zorluklara rağmen güçlü ve kararlı bir şekilde hareket ederler.
- Balayı aşaması: Hayatta kalma ve yardım almanın getirdiği minnettarlık bu aşamanın belirgin özelliğidir. Yardım kuruluşlarının sunduğu destekler ve yaşama devam edebilmenin verdiği rahatlama hissi bu dönemde ön plandadır.
- Uyanış aşaması: Bu aşamada, yardım kuruluşlarının ve yetkililerin yeterince etkili olmadığını düşünen kişiler, engellenmişlik ve öfke duyguları yaşar. Bu aşama, yaşanan travmanın etkileriyle yüzleşme ve mevcut durumun iyileştirilmesi için harekete geçme dönemidir.
- Yeniden yapılanma aşaması: Zihinsel ve duygusal olarak yeniden yapılanmanın yaşandığı bu aşamada, kişiler daha gerçekçi algılar geliştirir ve karşılaştıkları problemlere kişisel çözümler üretmeye başlar. Psikoterapi, bu aşamada en verimli sonuçları verebilir ve travmanın etkilerini azaltma yolunda önemli bir araçtır.
Travmalarla baş etmenin yolları
1. Duygusal destek arayın:
- Profesyonel destek alın: Terapist veya danışman ile görüşün.
- Aile ve arkadaşlardan destek alın: Güvendiğiniz kişilerle konuşun.
2. Kendinize bakın:
Fiziksel sağlık: Düzenli egzersiz yapın, sağlıklı beslenin ve yeterince uyuyun.
Rahatlama teknikleri: Meditasyon ve derin nefes almayı deneyin.
3. Duyguları tanıyın ve ifade edin:
Duygularınızı tanıyın ve kabul edin.
Duygularınızı yazın veya sanatla ifade edin.
4. Travmatik deneyimle yüzleşin:
Küçük adımlarla başlayın ve gerçekçi hedefler belirleyin.
5. Sosyal bağlantılar kurun:
Sosyal etkileşimler ve gönüllü çalışmalarla destek alın.
6. Zihinsel stratejiler kullanın:
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve olumlu düşünme tekniklerini uygulayın.
7. Profesyonel yardım alın:
Psikoterapi ve gerektiğinde ilaç tedavisi hakkında bilgi alın.
8. Kişisel eğitim:
Travmalarla başa çıkmak için bilgi ve becerilerinizi artırın.