AMED TV - Bugün, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü, ruh sağlığının önemine dikkat çekmek ve bu alandaki farkındalığı artırmak amacıyla kutlanıyor. Ancak Türkiye'de ekonomik kriz, kadına şiddet, siyasetin dili, gelecek kaygısı ve adalete duyulan güvenin azalması gibi faktörler, vatandaşların psikolojik durumunu olumsuz yönde etkiliyor. Güncel verilere göre, her 10 kişiden biri kaygı bozukluğu, her 4 kişiden biri ise depresyon yaşıyor. Bu etkenler, toplumsal ruh sağlığı üzerinde ciddi baskılar yaratıyor.
Kadına yönelik şiddet ve güven duygusu
Son zamanlarda yaşanan trajik olaylar, ruh sağlığını derinden etkiliyor. Kadın cinayetleri, çocuk ölümleri ve kadına yönelik şiddet vakalarının artışı, toplumda büyük bir kaygı ve endişe yaratıyor. Özellikle savunmasız bireylerin maruz kaldığı şiddet olayları, bireysel ve toplumsal ruh sağlığını zorluyor. Bu tür olaylar, yalnızca mağdurları değil, tüm toplum üzerinde travmatik etkiler bırakıyor.
Çözüm arayışları ve psikolojik destek
Dünya Ruh Sağlığı Günü, bu zorlayıcı süreçlerde bireylerin psikolojik destek almasının önemini vurguluyor. Toplumsal dayanışma, empati ve farkındalık, bu tür sorunlarla mücadelede kritik bir rol oynuyor. Psikiyatrist Dr. Dilek Yeşilbaş, Türkiye’de 15 milyondan fazla kişinin ruhsal hastalık tanısı aldığını belirtti. Ancak bu sayının sadece görünen kısmı olduğunu ve ruhsal hastalıkların son yıllarda ciddi şekilde arttığını ifade etti. Kadınların daha sık destek aradığını ancak erkeklerin genellikle sorunları ileri aşamaya gelmeden yardım almadığını vurguladı.
Engeller ve toplumsal farkındalık
Dr. Yeşilbaş, hastaların çoğunun ruhsal hastalıkları kabul etmediğini veya tedaviye önyargıyla yaklaştığını belirtti. Tedavi maliyetlerinin önemli bir engel olduğunu da ekledi. Bu noktada, toplumsal bilinç ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi gerekiyor. 10 Ekim, bu tür sorunlara çözüm arayışlarını daha da acil hale getiriyor ve bireylerin ruh sağlığını koruma adına atılması gereken adımların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.