AMED TV - Türkiye, "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen suç örgütünün acımasız faaliyetlerini tartışıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) günlük 8 bin lira almak için yeni doğan bebekleri yoğun bakımda tutarak birçok aileyi mağdur eden çetenin yıkıcı etkileri gözler önüne seriliyor. Son günlerde, mağdur ailelerden biri canlı yayında yaşadıklarını anlattı.
Ailenin yaşadığı korkunç deneyim
Orhan Dağlı ve Sevil Dağlı çifti, Halk TV ekranlarında yaşadıkları dehşeti paylaştı. Anne Dağlı, “Bir cumartesi gecesi doğum yaptım. Prematüreydi. Kilosu iyi olan sağlıklı bir erkek çocuk dünyaya getirdim. Evladımın sadece yoğun bakım ihtiyacı vardı. Doğum yaptıran uzmanım iki hafta yoğun bakımda kalır, çıkınca da kontrole bekliyorum, çocuğun sağlıklı doğdu dedi” diye ifade etti.
Çift, yoğun bakımda çocuk doktoru bulamadıklarını, çocuğun yeterli müdahale yapılmadan hastaneden çıkarıldığını belirtti. “Çocuğumuzu ameliyathaneden çarşafa sararak yoğun bakıma götürdüler. O gece hastanede çocuk doktoru yoktu. Hiçbir şekilde çocuğumuzdan bilgi alamadık” dedi.
Doktorun korkutucu açıklaması
Eşinin yoğun bakıma indiğinde hemşirenin çocuğun durumuyla ilgili söylediklerini hatırlatan Dağlı, “Fırat Bey, gözlerimin içine bakarak çocuğumun durumunun iyi olmadığını, iki hafta içinde öleceğini, yaşasa bile 6-7 ay burada kalacağını söyledi” ifadelerini kullandı. “Doktora hiç cevap veremedim” diyen anne, çocuğunu 35 gün sonra hastaneden aldıklarını ve çocuğunun beyin kanaması geçirdiği bilgisini aldıklarını ekledi.
Yenidoğan çetesi'nin dehşeti: Canlı yayında ailelerin yaşadığı korkunç deneyimler
Türkiye, "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen suç örgütünün acımasız faaliyetlerini tartışıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) günlük 8 bin lira almak için yeni doğan bebekleri yoğun bakımda tutarak birçok aileyi mağdur eden çetenin yıkıcı etkileri gözler önüne seriliyor. Son günlerde, mağdur ailelerden biri canlı yayında yaşadıklarını anlattı.
Ailenin yaşadığı korkunç deneyim
Orhan Dağlı ve Sevil Dağlı çifti, Halk TV ekranlarında yaşadıkları dehşeti paylaştı. Anne Dağlı, “Bir cumartesi gecesi doğum yaptım. Prematüreydi. Kilosu iyi olan sağlıklı bir erkek çocuk dünyaya getirdim. Evladımın sadece yoğun bakım ihtiyacı vardı. Doğum yaptıran uzmanım iki hafta yoğun bakımda kalır, çıkınca da kontrole bekliyorum, çocuğun sağlıklı doğdu dedi” diye ifade etti.
Çift, yoğun bakımda çocuk doktoru bulamadıklarını, çocuğun yeterli müdahale yapılmadan hastaneden çıkarıldığını belirtti. “Çocuğumuzu ameliyathaneden çarşafa sararak yoğun bakıma götürdüler. O gece hastanede çocuk doktoru yoktu. Hiçbir şekilde çocuğumuzdan bilgi alamadık” dedi.
Doktorun korkutucu açıklaması
Eşinin yoğun bakıma indiğinde hemşirenin çocuğun durumuyla ilgili söylediklerini hatırlatan Dağlı, “Fırat Bey, gözlerimin içine bakarak çocuğumun durumunun iyi olmadığını, iki hafta içinde öleceğini, yaşasa bile 6-7 ay burada kalacağını söyledi” ifadelerini kullandı. “Doktora hiç cevap veremedim” diyen anne, çocuğunu 35 gün sonra hastaneden aldıklarını ve çocuğunun beyin kanaması geçirdiği bilgisini aldıklarını ekledi.
Yeni hastanedeki umut
Dağlı çifti, çocuklarını başka bir hastaneye götürdüklerinde doktorların iyileşmeye başladığına dair olumlu haber verdiklerini aktardı. “O hastaneden alıp başka hastaneye götürdüğümüzde, o akşam çocuğunuz iyileşmeye başladı, bugün mamasını aldı dediler” diye konuştu.
Yenidoğan Çetesi'nin mağduru olan ailelerin yaşadığı travmalar, bu çetenin Türkiye'deki sağlık sistemine verdiği zararı gözler önüne seriyor. Çetenin faaliyetleri nedeniyle kaybedilen bebekler ve mağdur olan ailelerin hikayeleri, toplumu derinden sarsan bir gerçeği ortaya koyuyor.