Türkiye genelinde 34 baro, kayyım atamalarına karşı ortak bir açıklama yaparak, bu uygulamanın artık bir yönetim pratiğine dönüştüğünü ve halk iradesine doğrudan müdahale anlamına geldiğini vurguladı. Barolar, seçilmiş yöneticilerin yerine atanmış bürokratların getirilmesinin demokratik mekanizmalara zarar verdiğini belirtti.

“Kayyım artık bir yönetim pratiği”
Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın üç yıl dokuz ay hapis cezası almasının ardından görevden alınarak yerine kayyım atanması, hukuki ve demokratik açıdan büyük tartışmalara yol açtı. 34 baro tarafından yapılan ortak açıklamada, kayyım atamalarının artık bir istisna olmaktan çıkarak sistematik bir yönetim anlayışına dönüştüğü ifade edildi.

Baroların açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Şanlıurfa'da güvenlik gerekçesiyle 5 günlük gösteri ve yürüyüş yasağı Şanlıurfa'da güvenlik gerekçesiyle 5 günlük gösteri ve yürüyüş yasağı

"2016 yılından bu yana sistematik hale gelen kayyım politikası, demokratik mekanizmaların işleyişini fiilen ortadan kaldıran bir araç haline gelmiştir. Halkın iradesi yok sayılmakta, seçilmiş yöneticilerin yerine atanmış bürokratlar getirilerek yerel yönetimler işlevsizleştirilmektedir. Bu durum, seçmen iradesine yönelik açık bir müdahale olarak tarihe geçmiştir.”

“Anayasa ihlal ediliyor”
Barolar, Anayasa'nın 38'inci maddesinde yer alan “Suçluluğu mahkeme kararıyla kesinleşmedikçe kimse suçlu sayılamaz” hükmüne dikkat çekerek, yürütmenin yargı yetkisini aşarak seçilmiş kişileri görevden almasının hukuk güvenliği açısından ciddi sakıncalar doğurduğunu vurguladı. Açıklamada, masumiyet karinesinin ihlal edildiği ve bu durumun anayasal hakları tehdit ettiği belirtildi.

Ortak açıklamaya imza atan barolar
Açıklamaya imza atan barolar arasında Van, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Batman, Mersin, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Türkiye’nin farklı bölgelerinden 34 baro bulunuyor. Ortak açıklamada, kayyım politikasının sadece bir güvenlik tedbiri olarak sunulamayacağı, bunun sistematik bir yönetim anlayışına dönüştüğü ve halkın seçme hakkına doğrudan bir müdahale olduğu vurgulandı.
 

Kaynak: haber merkezi