AMED TV - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin 20'nci Olağanüstü Kurultayı'nın açış konuşmasında, ‘İktidara yürüyen parti, eski ezberlerle muhalefet yapmaz, yapamaz. İktidara yürüyen parti demek, bir yandan vatandaşı harekete geçirmek, bir yandan iktidarı müzakereye mecbur bırakmaktır” dedi. 

DEM Parti ve YRP görüşmesinde kayyım ve kürt sorunu masaya yatırıldı DEM Parti ve YRP görüşmesinde kayyım ve kürt sorunu masaya yatırıldı

"'İktidar başarısız olursa geliriz, biz iktidar oluruz’ diye beklersek daha çok bekleriz’’ diyen Özel, CHP’nin Türkiye’deki sorunların çözümü için diyalog yolarının geliştirilmesi ve normalleşme adımlarının atılması yönünde politikalar geliştirmeye devam edeceğini söyledi.  

Suni gündemler için kavga etmedik 

Özel, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Yerel seçimler yaklaşırken moralimizi bozmak isteyen oldu ama sözüm bu meclisten dışarıya ‘kendilerine kariyer hesabı yapanlara heves edenler’ oldu.Bu çabalara, klavye şövalyelerini o çukurda bıraktık ve yolumuza baktık. Önümüzde iki risk vardı; iktidarın CHP ile kavga etme, gerilme ve kutuplaşma siyasetini bir taktik ve strateji olarak hep beraber gördük. Bunlara karşı kulak asmadık. Dedik ki 'sizinle kavga etmeyeceğiz'. Bir kavga edeceksek emekli için, emekçi için, çiftçiler, esnaflar için, öğrenciler, gençler için, yoksullar için edeceğiz. Ama sizin suni gündeminizin peşine takılmayacak, bu seçimi yerel seçim olmaktan çıkarmayacak, bu seçimde birbirinden kıymetli belediye başkan adaylarımızın kendilerini ifade etmelerinin gölgelenmesine asla izin vermeyecek burada bir kavgaya girişip de yerelde bir kutuplaşma yaratarak son derece liyakatli ve yetenekli belediye başkan adaylarımızın sizinkilerle kantara çıkmasından duyduğunuz endişeyi görmezden gelmeyeceğiz dedik. Asla ve asla onların suni gündemlerinin peşine takılmadık, hakaretlerini duymadık. Hak etseler dahi cevaplarını vermedik.” 

Partiyi el ele başarıya götüreceğiz

CHP’nin demokratik bileşenlerle ortak başarıları hedeflediğini söyleyen özel, “Partiyi cumhuriyetin 100. yılında bütün demokratlar sahiplenmişken muhafazakarlarla, Kürtlerle, sosyal demokratlar ele ele bir başarıya giderken kendi kişisel zaferi için adaylaşanlar ise adaylaştıkları yerde kalsınlar. 31 Mart'tan sonra da bu siyasete devam etmeliydik. Biz artık iktidarından kaygı duyulmayan, milletin hakkının yegane savunucusu, kazanımlarının güvencesi, iktidarın da en güçlü seçeceğiydik. Her adımımızı buna göre attık. Siyaset, sokağın sesini duyma sanatıdır. Biz bu sesi duyduk; 'toplumu bölmeyin, artık bizi germeyin, benim dertlerimi çözmek için çalışın, birbirinizle kapışmayın.' Biz bu mesajı pusulamız saydık. Artık kısır kavgalar, şahsi meseler geride kaldı. Normalleşme dediğimiz sürece önce birileri 'yumuşama' dediler. Halkın bu sürece olan teveccühü ortaya çıkmaya devem ediyor. Siyaset yıllardır normalinden saptığı için milletin sıkıntıları çözümsüz kalmıştır. 'Oyu bana vereceksin vatanı böldürecekler, ezanı dindirecekler' diyenleri al bayraklı Türkiye İttifakı ile savunarak ne milliyetçiliğimizi ne başka bir değerimizi bu sonradan görmelere sorgulatmıyoruz” dedi. 

Biz ittifakın partilerle değil, milletin kendisiyle yapılması gerektiğini gördük

Geliştirmek istedikleri ittifaklar ve AK Parti'ye olan ziyaretleri hakkında da değerlendirme yapan Özgür Özel şunları söyledi: 

“Öyle şeyler duyduk ki aslında oluşturmaya çalıştığımız ittifak siyasetinin ve özellikle Türkiye İttifakı'nın temellerini bombalamaya yönelikti. 'Canınız sağ olsun' dedik başka hiçbir şey söylemedik. Partimiz son üç seçime ittifakla gitti. 2024'ün de ittifaksız kazanılamayacağına inanan çoktu. İttifakı reddeden parti olmadığımız gibi ittifak arayışlarıyla ilgili üzerimize ne düşüyorsa yaptık. Ama sırf ittifak yapmak için olmayacak tavizler vermedik, olmayacak tekliflere evet demedik. Bu milletin hakkını kimseye yedirmedik. Biz ittifakın partilerle değil, milletin kendisiyle yapılması gerektiğini gördük. Bu zorlamanın sonuç almayacağını gördük. O yüzden milletin kendisiyle yapılacak bir ittifakın çok daha kıymetli olduğuna inandık, seçmenlerimizi de inandırdık. Ön seçim talep eden hiçbir örgütümüzü geri çevirmedik, 199 noktada ön seçim yaptık. 106 mitingde sadece halkın gündemini konuştuk. Son üç seçimden daha yüksek bir oy oranına ulaştık. Bugün şunu gururla söylüyorum ki; CHP, Türkiye'nin birinci partisidir.”

Kaynak: ANKA