Batman, Mardin ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasının ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) davetlerine sert bir dille eleştirdi. Kayyım atamaları, 4 Kasım 2016'da HDP Eş Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın tutuklanmasının yıkılmasına denk getirilerek, kamuoyunda "siyasi mesajı" olarak yorumlandı. DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Batman Belediyesi'ne gerçekleştirdikleri ziyarette kişilerin iradesinin yok sayıldığını vurgulayarak, “Halkın özveriden görevden alınması kabul edilemez” dedi.
"Halkın emeğine gasp"
Kayyım atanan Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük ise, belediyeyi aldıklarında 3 milyar TL borçla karşılaştıklarını, ancak bu zorluklara rağmen hizmet vermeye devam ettiklerini belirtti. Sönük, bu kayyım halkın kültürünü ve bölgesinin hedef bölgesini savunarak, “Bu nefesi kesilen halkın iradesine yenilmiş bir darbedir; bu adım, halkın arkadaşlarına yönelik bir saldırıdır” ifadesini kullandı.
"İç barış sağlama derdi yok"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, kayyum atamalarının amacının iç barıştan uzak, baskıcı bir politika olduğunu ileri sürerek, “DEM Parti olarak bizler onurlu bir barışa hazırız. Ancak kayyım atamalarıyla halk iradesinin nefesi kesiliyor, bu amaca hizmet etmemektedir” dedi. Hatimoğulları, Batman'da kayyım atanmasının demokratik takımüllere aykırı olduğunu belirterek, "Belediyeler halkın temsilidir, siyasi müdahalelerle bu temsilin kırılmasına izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
"Direniş, halkın iradesini sahiplenmektir"
DEM Parti üyeleri, halka direniş direnişi yaparak, halkın kendi iradesine sahip çıkmasının ortaya çıktığını vurguladı. DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Batman, Mardin ve Kürtlerin yaşadığı her yerde direnişe devam ettiğini belirtti. Bayındır, “Bu müdahaleler, Kürtçe başarılarını engellemeye yönelik bir plandır. Ancak biz bu planlara karşı sonuna kadar mücadele ediyoruz” dedi.