DEMPARTİ olarak yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konusunda yoğun çalışmalar yapıyoruz. Komisyonumuz, yurtdışındaki kuruluşlarla görüşmeler gerçekleştiriyor, dünya çapındaki belediyelerle kardeş belediyecilik ilişkileri kuruyor ve yerel seviyede alternatif kaynaklar yaratmayı hedefliyoruz. Bizim anlayışımıza göre, Türkiye'de yerel yönetimlerin saraydan yönetilmesi asla kabul edilemez. Demokrasinin temel ölçütlerinden biri yerinden yönetimdir ve bu anlayışla güçlendirilmiş yerel yönetimler şarttır.
Dün akşam asgari ücret belirlendi ve maalesef bu toplantıya işçi temsilcileri katılmadı. Kararlaştırılan ücret 22.104 TL oldu. Bu, bir yıl boyunca beklenen, insanların geçim sıkıntısıyla karşılaştığı bir dönemde, yeterli bir artış değildir. Yüzde 30’luk bir zam uygulanırken, enflasyon ve hayat pahalılığı çok daha yüksek seviyelerde. Bu, yurttaşların açlık ve yoksullukla mücadelesine ceza vermek anlamına geliyor. Bu adaletsiz durumu kabul etmek mümkün değildir.
Dünya, 3. Dünya Savaşı'nın arifesinde. Suriye’de 2011’den itibaren devam eden savaşın sonuçları, bölgedeki güç dengelerini değiştirdi. Bugün, Rojava’da Kürt halkının, IŞİD ve diğer terörist gruplara karşı verdiği mücadelenin sembolü Kobanê’dir. Bu mücadelenin anlamı büyüktür ve tüm dünyaya IŞİD’in yenilebileceğini göstermiştir.
Türkiye, Suriye’deki gelişmeler ışığında Rojava’daki kazanımları yok saymak için çeşitli askeri ve diplomatik girişimlerde bulunuyor. Biz, Suriye’deki yeni dönemin demokratik bir anlayışla şekillenmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Kürt, Arap, Ermeni ve diğer halkların eşit haklarla bir arada yaşayabileceği bir Suriye kurulmalıdır.
Suriye’de barışçıl bir rejim inşa edilirse, bu Türkiye’nin güvenliği için de faydalı olacaktır. Bizim çağrımız, Rojava’daki statünün korunması ve bu bölgelerdeki halkların haklarının tanınması yönündedir. Bu konuda Türkiye’de de çeşitli eylemler ve nöbetler devam etmektedir.
DEM Parti olarak haftalardır İmralı ile görüşme talebinde bulunuyoruz, ancak henüz bir yanıt almış değiliz. Bu görüşme, Türkiye’deki barışı inşa etmek için hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, Kürt sorununa çözüm bulmak ve ülkenin demokratikleşmesi için de acil bir barış sürecine ihtiyacımız var.
İmralı ile yapılan görüşme talepleri üzerinden Kürt halkı ve Türk halkı beklentiye sokulmaktadır. Bu anlayışı reddediyor ve İmralı kapılarının açılmasını, Sayın Öcalan ile görüşmelerin yapılmasını talep ediyoruz. Ayrıca, bir barış projesi oluşturulması gerektiğini vurguluyoruz.
Kürt sorununun çözümü ve kayyım atamaları ile ilgili olarak, tüm siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdik. Herkes, kayyımların anti-demokratik bir uygulama olduğunu ve seçme haklarını engellediğini kabul ediyor. Kayyım yasasının ortadan kaldırılması için yapılan çalışmalar önemlidir.
Son olarak, Kürt halkının ulusal birliğinin ve bölge barışının sağlanması gerektiğini belirtiyorum. Biz barış için çalışırken, maalesef IHA’lar ve SİHA’lar ile saldırılar yapılmakta, gazeteciler katledilmekte ve hasta mahpuslar ölmektedir. Ancak biz barış için mücadele etmeye devam edeceğiz ve bu mücadelenin sonunda başarıyı elde edeceğiz.