Ülkemizde ve dünyamızda artık kadın erkek eşitliği bir hayal veya bir hedef değil, hepimizin uyması gereken kurallar ve normlar bütünü halinde. Bu durum doğal olarak sanat dünyasına da yansıyor, halk arasında bilinen ismi ile güçlü kadın filmleri sayı olarak sürekli artıyor.

Feminist film olarak da literatürde kendine yer bulan güçlü kadın filmleri, günümüzün ve geçmişin dünyasını anlayabilmek için en iyi yollardan birisi.

Peki güçlü kadın filmleri kategorisinin en başarılı örnekleri neler? En iyi kadın filmleri arasında neleri gösterebiliriz? Bu listede animasyon filmleri de yer alacak mı? Sizler için derlemeye çalıştık.

Feminist Film Nedir?

Feminist film kavramı, teorik açıdan öğrenci haklarının epey yoğunlaştığı 1970'li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'da ortaya çıkmıştır.

Amerika Birleşik Devletleri'nde kadınların filmlerdeki işlevini ve süresini inceleyen feminist film teorisyenleri, İngiltere'de ise daha çok işin politik tarafına odaklanıyorlardı.

Feminist film teorisinin yaygınlaştı ve sektörde kendine yer edinebildi. Bunun sayesinde 1980'lerden itibaren kadınları filmin bir nesnesi değil de öznesi olarak gören filmlerin sayısı arttı.

1991 yılında çıkan Thelma and Louise ile 2003 yılında çıkan Kill Bill, bu durumun anaakım sinemadaki en büyük örnekleri olarak kabul edilir.

  1. Thelma and Louise

Blade Runner'ın yönetmeni Ridley Scott tarafından beyaz perdeye aktarılan, başrolünde Susan Sarandon ve Geena Davis'in yer aldığı Thelma and Louise, çekilmesinden 33 yıl geçmesine rağmen halen feminist sinemanın en iyi örneklerinden kabul ediliyor.

Film, hayatından bulanmış iki kadını konu alıyor: ev hanımı Thelma ve garson Louise. Bir hafta sonu tatil için arabayla yollara düşen bu ikili, yolda pek çok sıkıntıyla karşılaşır.

Filmin feminist literatürde yer almasının sebebi, karakterlerimizin bu sıkıntılara yalnızca kadın oldukları için katlanmak zorunda kalmaları. Bu açıdan kadının sosyal hayattaki yerini oldukça başarılı analiz edebiliyor.

Bir de anekdot düşelim: Thelma and Louise, son 30 yılın en önemli oyuncusu diyebileceğimiz Brad Pitt'in de ilk uzun metraj film projesidir.

  1. Kill Bill

Yüzyılımızın en önemli yönetmeni Quentin Tarantino tarafından beyaz perdeye aktarılan, başrolünde Uma Thurman, Lucy Liu ve David Carradine gibi isimlerin yer aldığı film, esasen bir intikam hikayesidir.

Film, arkadaşlarının ihanetine uğrayan The Bride isimli bir kadını anlatıyor. Düğün gününde eskiden suikastler gerçekleştirdikleri Ölümcül Engerek Suikast Timi tarafından saldırıya uğrayan The Bride saldırının ardından komaya girer.

Dört yıl sonra komadan uyanan The Bride, kendisine ihanet eden dört eski dostundan intikam almaya karar verir. İntikam hikayesinin son halkası ise hocası ve sevgilisi olacaktır: filme ismini veren Bill.

Kill Bill, kendi yolunu çizmek isteyen ve bu nedenle ihanetle karşılaşan bir kadının, kendi yolunu çizme yolunda ne kadar ileri gidebileceğini bizlere gösteren bir film.

  1. Hidden Figures

Theodore Melfi yönetmenliğinde beyaz perdeye aktarılan, başrolünde Taraji P. Henson, Octavia Spencer, Janelle Monáe, Kevin Costner ve Kirsten Dunst'ın bulunduğu film, üç cephede farkındalık yaratmasıyla karşımıza çıkıyor.

Hangi üç cephe? Film hem feminist film olarak karşımıza çıkıyor, hem renk tartışmalarına değiniyor, hem de dünyamızın yakın tarihine ışık tutuyor.

1960'lı yılların Amerika Birleşik Devletleri'nde geçen film, üç Afro-Amerikan kadın matematikçiyi ele alıyor. NASA'da çalışan bu matematikçilerimiz, arka plandan dünyamız için büyük çalışmalar yürütmektedirler.

2016 yılının sonunda vizyona giren film, sonraki yıl Oscar Ödülleri'nde üç adaylık almış ve başarısını perçinlemeyi başarmıştı.

  1. Frances Ha

Noah Baumbach'in yönettiği, başrollerinde Greta Gerwig, Adam Driver ve Mickey Sumner'ın oynadığı Frances Ha, bağımsız film sahnesini ana akım sinema ile birleştirmeyi başaran filmlerden birisi.

Film, kendi hayatlarını kurmaya çalışan iki insanı anlatıyor: Frances ve Sophie. Üniversite arkadaşı olan bu ikiliden Sophie erkek arkadaşı ile sürekli yükseldiği bir hayata yelken açarken, sürekli yalnızlaşan Frances ise dibe batar.

Belli bir zıtlığın üstünden 'genç kadınlar kendi ayakları üstünde durabilir mi' sorusunun cevabını arayan Frances Ha, vizyona girdiği 2012 yılından beri kadın mücadelesini anlatan filmler listelerinde kendine sık sık yer buluyor.

Başrolde gördüğümüz Greta Gerwig aynı zamanda filmin yazar kadrosunda da yer alıyor. Yönetmenlik de yapan Greta Gerwig'i Barbie filminin yönetmeni olarak da biliyoruz. Belki de Frances bizzat kendisidir, kim bilir?

  1. Princess Mononoke

Usta çizer Hayao Miyazaki'nin kaleminden çıkan en başarılı işlerden olan Princess Mononoke, bir yandan kadın mücadelesine, bir yandan da doğanın katledilmesine odaklanıyor.

Lanetlenen genç bir prensin doğanın ruhunu arayışını anlatan film, doğanın koruyucusu olan San ile maden işletmecisi Leydi Eboşi arasındaki mücadeleye odaklanıyor.

Ormanın ruhunu korumak için canını dişine takmış genç bir kadın olan San, kirlenmemiş ve bakir kalabilmiş dünyanın temsilcisidir. Eboşi ise sömürgeci anlayışın temsilcisidir.

Mononoke bir isim değil, Japonya'da ruhlar ve canavarlar için kullanılan çoğul bir ifadedir. Filmin vahşi doğayı ve bir nevi ruhların savaşını ele aldığı düşünülürse, güzel bir seçim olmuş denebilir.

  1. Persepolis

Akdamar Kilisesi'nde 12. ayin hazırlıkları başladı Akdamar Kilisesi'nde 12. ayin hazırlıkları başladı

En iyi kadın filmleri dendiğinde belki de pek çok kişinin ilk aklına gelen film Persepolis. Bu durum biraz ilginç, nitekim Persepolis bir animasyon!

Persepolis isimli çizgi romandan uyarlanan film, İran İslam Devrimi sonrası İran'da yaşananları yer yer alegorik, yer yer gerçekçi bir biçimde ele alıyor.

Başrolümüzde film başlarken dokuz yaşında olan Marjane isimli kız var. Çocukluğundan beri asla sözünü sakınmayan Marjane'nin devrim sonrası kadın haklarının ayaklar altına alınmasına verdiği tepki etkileyici bir dille beyaz perdeye aktarılıyor.

2007 yılında çıkan ve 1980'leri anlatan Persepolis'teki gerçeklik, günümüz İran'ında halen varlığını koruyor.

  1. Hunger Games

2010'lara girildiğinde Twilight, Harry Potter ve Percy Jackson gibi genç yetişkin kitapları dünyayı sarsmaktaydı. Ancak bunların arasından Hunger Games gerek işlediği özgün konusuyla, gerek de protest diliyle hepsinden daha öne çıktı ve diğer örnekleri gibi sinemaya uyarlandı.

Hunger Games serisinin başrolünde Katniss Everdeen var. Panem isimli bir diktatörlüğün en dış bölgesinde yaşayan 16 yaşındaki Katniss, babasının ölümü sonrası illegal yollara başvurarak, özellikle de avlanarak ailesinin geçimini sağlamaktadır.

Katniss'in kaderi, ülkedeki 12 bölgenin tamamından gelen 24 gencin ölümüne dövüşmek zorunda bırakıldığı Hunger Games'a katılmak zorunda kalmasıyla tamamen değişecektir. 12 yaşındaki kardeşini korumak isteyen Katniss, oyunlarda bir sembole dönüşecektir.

Hayata erken atılmak zorunda bırakılan ve çocukluğunu asla yaşayamayan Katniss üstünden sınıf farklılıklarını, otoriter düzenleri ve dahasını anlatan Hunger Games, feminist teoriye en uygun düşen filmlerden biri aslında.

  1. Mad Max Fury Road

1980'lerin efsane üçlemesi Mad Max, 2015 yılında bir devam filmi ile yeniden karşımıza çıktı. Bu kez başrolde Mel Gibson değil, bizzat kendisinin onayıyla seçilen Tom Hardy bulunmaktaydı.

Ancak bu büyük değişiklik, Mad Max Fury Road'ı etkileyen en büyük değişiklik değil. Asıl konu, bu kez güçlü bir kadının arayışını izliyor olmamız.

Mad Max Fury Road, ailesini kaybettikten sonra yollara düşen Max'in, İmparatoriçe Furiosa isimli bir kadınla tanışmasını konu edinir. Çölleşmiş dünyada yeşil kalabilmiş toprakları arayan Furiosa, hiçbir zorluğa karşı asla geri adım atmamasıyla herkesin hayranlığını kazanan bir karakter.

Feminist film listesi yapıldığında birçok kişinin eklediği Mad Max Fury Road, 2010'ların en unutulmaz filmlerden biri olarak tarihe geçti bile.

  1. Legally Blonde

Robert Luketic tarafından yönetilen, başrolünde Reese Witherspoon'un oynadığı Legally Blonde, bir yolculuğun ve peşinden gelen bir değişimin filmi.

Film, Elle Woods isimli bir kadını ele alıyor. Kendisini zeki bulmayan erkek arkadaşı tarafından terk edilen Woods, ilişkisini kurtarmak için sevgilisinin peşinden hukuk fakültesine giriş yapar.

Hukuk fakültesine ne dünyayı, ne kendini tanımayan bir kadın olarak gelen Woods, burada kendi değerini anlayacak ve yapabileceklerinin sınırları olmadığını görecektir.

Eğer ki ilham veren kadın filmleri konusunda bir soru işaretiniz varsa, Legally Blonde hiç şüphesiz ki tam sizlik bir film konumunda.

  1. Brave

Listemizi bir Disney Pixar animasyonu ile kapatıyoruz: ülkemizde Beren Saat'in seslendirmesiyle büyük sükse yapmış olan Brave.

Brave'in ana karakteri Prenses Merida. Ailesi tarafından gelenekleri devam ettirmesi ve uygun bulunan bir prens ile evlenmesi istenen Merida, bu geleneğe karşı çıkar ve kendi yolunu kendi çizmek ister.

Merida'nın bu kararı ülkeyi felakete sürükleyecek, ancak genç prensesimiz bir yandan karakterinden taviz vermezken, bir yandan da kurtuluş için kolları sıvayacaktır.

Brave, güçlü kadınları anlatan filmler kategorisine çocuklar için bir giriş niteliği taşıyor. Film, vizyona girdiği 2012 yılından bu yana Toy Story ve Monsters Inc. gibi başarılı animasyonlarla yan yana anılıyor.

Sizlerin önerileri neler? Yorumlarda paylaşın!