Politika

İmamoğlu göndermelerine devam ediyor

Bağcılar Sosyal Yaşam Merkezi’nin ilk etap açılış töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "2019’da, hatırlayın, ‘İmamoğlu sosyal destekleri kesecek’ yalanını söylemişlerdi. Bizim sergilediğimiz halkçı belediyecilik karşısında, bugün suspus oldular. Yürekleri yetiyorsa, gelsinler, o gün söyledikleri alanları, Bağcılar sokaklarında, pazarlarında, meydanlarında tekrar etsinler. Yapamazlar" diye konuştu.

Abone Ol

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bağcılar Sosyal Yaşam Merkezi'nin ilk etabını hizmete açtı. İmamoğlu'na, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli ve CHP Bağcılar Belediye Başkan adayı Cem Kılıç eşlik etti.

İmamoğlu, bünyesinde Yuvamız İstanbul Kreşi ve Engelli Rehabilitasyon Merkezi'ni barındıran tesisin açılış töreninde bir konuşma yaptı. Bağcılar özelinde; metro yatırımlarından kentsel dönüşüme, sosyal hizmet alanlarından İSKİ'nin alt ve üst yapı yatırımlarına kadar yaptıkları çalışmalardan örnekler veren İmamoğlu, '2019'da, hatırlayın, 'İmamoğlu sosyal destekleri kesecek' yalanını söylemişlerdi. Bizim sergilediğimiz halkçı belediyecilik karşısında, bugün suspus oldular. Hatta bizim halkçı faaliyetlerimizi ve politikalarımızı kendi projeleri şeklinde, sanki yokmuş gibi anlatıyorlar. Olsun. Ben zaten diyorum, 'Bizim projelerimizi herkes, ağzı dolu dolu anlatabilir. Çünkü bizim projelerimiz, zaten millet için. Yani bir parti projesi vesairesi gibi tanımlanmaz. Kişiye ait proje gibi tanımlanmaz. Millete ait, halka ait proje olarak tanımlanır' ifadelerini kullandı.

'MİLLETİN PARASINI MİLLETE VERME KONUSUNDA BİZİMLE KİMSE YARIŞAMAZ'

Bağcılar'da yapılan çalışmalara dikkat çeken İmamoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

'O bakımdan yürekleri yetiyorsa, açıkçası gelsinler, o gün söylediği yalanları, Bağcılar sokaklarında, pazarlarında, meydanlarında tekrar etsinler. Yapamazlar. Gelsinler; Anne Kart kullanan, sadece Bağcılar'da tam 32 bin 328 anneye söylesinler. Bir diyecekleri varsa, yürekleri yetiyorsa, gelsinler Bağcılar'da evlerine tam 2.000.000 litre süt ulaştırdığımız, 18 bin 406 çocuğumuza ve onun annesine, babasına desinler ne diyeceklerse. Diyemezler. Bağcılar Kent Lokantamızdan hizmet almış, tam 311 bin 795 vatandaşımızın karşısına geçip, 'İmamoğlu sosyal destekleri kesti' desinler, diyebiliyorlarsa. Yürekleri yiyorsa. Buyursunlar; karşılıksız burs verdiğimiz Bağcılar'daki binlerce üniversite öğrencisinin yüzüne desinler. Bak o gençler, onlara nasıl cevap veriyor. Helali hoş olsun kardeşim. Sizin hakkınız, sizin paranız. Sizin paranız, sizin ihtiyaçlarınıza dağıtılıyor. Yenidoğan Destek Paketi, beslenme desteğinden, İstanbul Kart ile düzenli nakit desteğinden, gıda hijyen kolisi desteğinden ve diğer desteklerimizden söz etmiyorum bile. Milletin parasını millete verme konusunda bizimle kimse yarışamaz.

'MUTLAKA ARAYA BİRİLERİNİN ELLERİNİ SOKARLARDI'

Biz, milletin parasını millete verirken, daha önceki gibi araya başka ellerin girmesine ve bu işten birilerinin nemalanmasına da izin vermiyoruz. Bizim bütçemiz nitelikli ve işini bilen, liyakatli, ahlaklı insanların elinde. O nedenle, onların yarısı kadar bütçe kullandığımız halde, onlardan misli misli fazla iş yapıyoruz, misli misli fazla hizmet yapıyoruz. Vatandaşından uzaklaşmış, vatandaşın halinden anlamadıkları için, onların aklına bile gelmezdi ama hadi diyelim ki bizden önce kreş ya da kent lokantası açmış veya süt dağıtmış olsalardı, bu işleri nasıl yaparlardı? Ben size söyleyeyim. Hemen araya, birilerini aracı olarak koymaya gayret ederlerdi. Araya bir yetmez, iki koyarlardı. Milletin parası millete giderken, mutlaka araya birlerinin ellerini sokarlardı. Biz o ellere, şöyle, 'çek elini' diyoruz, 'çek elini' diyoruz; tek tek onları geriye itiyoruz. Milletin parasıyla, milletin arasına kimseyi katmıyoruz kardeşim. Milletin parasını bir avuç insana onlar kepçeyle verirdi ya, şimdi biz millete kepçeyle veriyoruz.'

'SOSYAL YARDIMLARI, SİYASİ İSTİSMAR KONUSU OLMAKTAN ÇIKARTTIK'

Sosyal yardımların siyasi istismar konusu olmaktan çıkarttıklarını belirten İmamoğlu, ''Ben sana yardımda bulunayım, sen de bana oy ver' anlayışını tarihe gömdük İstanbul'da. Bu, siyaseti de toplumsal ahlakı da bozar. Bu ülke ne çektiyse , 'bizden olanlar-olmayanlardan' çekti. Göreve gelir gelmez talimat verdim. Dedim ki, 'Artık ihtiyaç sahibi ailelere yaptığımız gıda desteği, sadece bizim elimizde değil, muhtarlarla dağıtılacak.' Muhtarı da milletimiz seçiyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Yardım alan hemşehrimizin siyasi eğilimiyle ilgilenmediğimiz gibi, muhtarımızın da hangi siyasi görüşte olduğuyla da ilgilenmedik. Hangi partiye yakın olursa olsun, ben bütün muhtarlarıma eşit mesafedeyim ve milletimiz seçtiği için de saygı duyan bir belediye başkanı oldum' dedi.

'İSTANBUL'U, DERSİNİ ÇALIŞMAMIŞ'

'Bunların İstanbul'u hiç bilmeyen, öğrenmeye de gönlü olmayan bir adayları var' diyen İmamoğlu, 'Tabii TOKİ mağduru karşısına çıkar da söylediği, birtakım hesabını sorduğu hususlar olur diye, sokakta dolaşamaz. Ben, saygısızlık etmem kimseye. İstanbul'u, dersini çalışmamış. Çalışmamış. Keşke çalışmış olsa. İstanbullu ithal aday kabul etmez kardeşim. Öyle atama aday kabul etmez. AK Parti'nin içinde de çok deneyimli, İstanbul'u iyi bilen insanlar vardır. Ama hayırlı olsun. Tabii ki AK Parti'nin adayıdır. Cumhur İttifakı'nın adayıdır. Saygıyla karşılıyorum. Ama dersine iyi çalışmamış' diye konuştu.

'KANAL İSTANBUL'U SORDUĞUNDA, LAFI EVELEYİP, GEVELEMEYECEKSİN'

Ak Parti'nin İBB Adayı Murat Kurum'un Kanal İstanbul sorularını geçiştirmesine dikkati çeken İmamoğlu, şunları kaydetti:

'Bir İstanbullu karşısına çıkıp, Kanal İstanbul'u sorduğunda, lafı eveleyip, gevelemeyeceksin; karşıysan, 'karşıyım' diyeceksin. Yok efendim, 'İstanbul'un gündeminde olmayan benim de gündemimde olmaz.' Bırakın bu işleri. Kaldı ki zaten o kanal kimin gündeminde; herkes biliyor değil mi? Bir kişinin gündeminde. Senin gündeminde, onun gündeminde; bakar mı? Bakmaz. Onun için vatandaşından uzak durandan, vatandaşla arasında fiziki mesafe koyandan bu şehre hayır gelmez. Bu ülkeye dahi gelmez. Onun için 31 Mart'ta ince ince hesaplar yapmaya hiç gerek yok. Vatandaştan kaçan, vatandaşı 'oy veren, vermeyen' diye ayıran anlayışın yerine; vatandaşa kucak açan, vatandaşıyla birlikte olan, vatandaşı seven, vatandaşla iç içe olan arasında tercih yapacaksınız. Bu kadar net. İstanbul'un rotasını geri çevirip, bu şehri ihmal, israf, ihanet batağına doğru sürüklemek isteyenlere izin vermeyeceksiniz. Vermemeliyiz. İstanbul, 5 yıldır adalet, huzur ve kardeşlik yolunda ilerliyor. İstanbul, 5 yıldır icraat, hizmet, yatırım yolunda ilerliyor. İstanbul 5 yıldır sevginin, iyiliğin, güzelliğin yolunda ilerliyor. O yol, bir avuç insanın değil, halkın yolu. Onun için ne diyoruz sevgili dostlar? İstanbul için de Bağcılar için de tam yol ileri diyoruz. Yolumuz açık olsun.'