Politika

Kışanak: Rojava'nın Kaderi Kürt halkının kaderidir

Gülten Kışanak, Kürt sorununun demokratik çözümüne ve Rojava'da inşa edilen ortak modelin tüm Ortadoğu için bir örnek olarak yapıldığını vurguladı.

Abone Ol

Diyarbakır 8. Kitap Fuarı'nda söyleşi gerçekleştiren Gülten Kışanak, "Davacıyım" kitabı üzerinden Kobanê kumpas davasını ve Rojava'daki buluşmayı değerlendirdi. "Rojava'nın kaderi Kürtlerin de kaderidir" diyen Kışanak, demokratik çözümün geri dönmesini ifade etti.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) ile TÜYAP Fuarcılık işbirliğinde düzenlenen Diyarbakır 8'inci Kitap Fuarı, Mezopotamya Fuar ve Kongre Merkezi'nde sürüyor. Fuarın 8’inci günde de, çeşitli söyleşi ve etkinlikler düzenlendi.

Fuara çok sayıda yazar, şair, edebiyatçı ve yayınevinin yanı sıra binlerce kişi katılım sağladı. Fuarda, Dipnot Yayınları tarafından Gülten Kışanak’ın katılımıyla söyleşi düzenlendi.

Bu dava hepimizin davası

“Davacıyım” adlı kitabına ilişkin konuşan Gülten Kışanak, “Bu dava hepimizin davası. Hepimizin adına davacı oldum” dedi. Gülten Kışanak, halkın iradesini gasp etmeye çalışan, demokratik siyasetin önüne engel kuran, kadınların özgürlük yürüyüşünü durdurmak isteyen, Kürt halkının demokratik çözüm istemini “terörize” etmek isteyen, bunları suçmuş gibi göstermeye çalışan zihniyete karşı davacı olmaktan başka yapacak bir şeyin olmadığını kaydetti.

‘Bu bir kumpas, barış ve çözüm arayışının önüne kurulan bir kumpastı’

Kışanak, savunmalarını hakikati tarihe not etmek, yazmak, konuşmak eksikleri, yanlışları göstermek, yapılan hataları ve haksızlıkları teşhir etmek, biraz da çözüm yolu göstermek ekseninde tuttuğunu belirtti.

Gülten Kışanak, “Kobanê kumpas davasında hepimizin ortak tutumu, ‘Bu bir kumpas, barış ve çözüm arayışının önüne kurulan bir kumpastı’ yönündeydi. Bunu teşhir etmek, yüzleştirmeyi gerçekleştirmek istedik. Elimizden geldiği kadar bu savunmaları kitap olarak tarihle de buluşturmak gerekiyor” dedi.

Kobanê kumpas davası çok konuşulacak

Yaklaşık 8 yıl boyunca bitmez, tükenmez bir yargılama süreci yaşadıklarını söyleyen Gülten Kışanak, “En son mahkeme evraklarının sayfası 2-3 milyonu geçti. Bu da savunmayı etkisiz kılmak için dosyayı içinden çıkılmaz hale getirmek-hukuksuz yargılamanın bir yolu ve yöntemidir. Tarihi yapanlarla, yazanlar aynı olursa, hakikat yazılır. Biz biraz da mazlumların hakiki tarihini yazmak ve not düşmek gerekir diye düşündük. Bu mahkeme heyetine verilmiş bir savunma değil, hakikati anlatma çabasıdır. Tarihe konuştuk. Hem Kürtlerin hem de Türkiye’nin siyasal tarihinde Kobanê kumpas davası çok konuşulacak, tartışılacak. Önemli kumpas davalarından biri olarak tarihe geçecek” diye belirtti.

"Yeni sorumluluklarla karşı karşıyayız"

Kürt sorunun demokratik çözümü konusunda hem Türkiye genelinde hem de Ortadoğu coğrafyasında “çözüm süreci” döneminde pozitif bir ortamın ve çözüm konusunda ciddi bir imkânın olduğunu dile getiren Gülten Kışanak, şunları söyledi:

“Maalesef bunu akamete uğratmak ve sonuç almadan bastırmak isteyen bir karşı darbe girişimiyle karşılaştık. 2016’daki davalar bunun sonucuydu. Yeni bir dönem başladı, yeni önemli gelişmeler var. Yer yer kaygıyla karşılasak da, tarih kaygılarla yazılmıyor. Tarih biraz cesaretle, ferasetle ve ana cevap olarak yazılıyor. O nedenle ortaya çıkan yeni duruma karşı, yeni sorumluluklarla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.

Ortadoğu kadim halkların yaşadığı bir coğrafyadır

Suriye’deki, Rojava’daki gelişmeler bize şunu gösteriyor; Kürtler artık tarih sahnesinde önemli bir yer aldı. Bununla ilgili Rojava’daki gelişmeler bize çıkış yolu gösteriyor. Ortadoğu çok kimlikli, kültürlü kadim halkların yaşadığı bir coğrafyadır. Demokratik bir yaşam inşa etmeleri dışında bir çözüm görünmüyor. Ortaya çıkan durumun halklarımızın ittifakına vesile olacağını düşünüyorum. Tüm halkları kendi kimlikleriyle, kültürleriyle, siyasi iradelerini kabul ederek ortak yaşam yaratmak mümkündür.

"Çabalarımızı yoğunlaştırmamız gerekiyor”

Rojava bu pratiği açığa çıkardı. Orada birçok halkın birlikte bir yaşam modelini ortaya çıkardılar. Bu geçen 12 yıllık süre içinde önemli bir deneyim. İyi bir model olarak bence tüm Suriye’de uygulanabilir. Demokratik, özgürlükçü bir yaşam halkların iradesini kabul eden bir yaşam inşa edilebilir. Yapmamız gereken bu Mezopotamya ve Ortadoğu coğrafyasının daha bütünlüklü şekilde ele alınmasını noktasında çabalarımızı yoğunlaştırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Gülten Kışanak, “Rojava’da siyasi çözüm sürecine girilecekse, Türkiye’de de Kürt sorununun demokratik çözümü için bazı adımların atılması için kolaylaştırıcı olacağını düşünüyorum. Ne duygularımız, ne kültürümüz ne tarihimiz bölünüyor. Rojava’nın kaderi buradaki Kürtlerin de kaderidir. Buradaki Kürtlerin kaderi Başur’daki Kürtlerin de kaderi. Yapıcı tutumlar alınması gerektiğini düşünüyorum. 2013-14’te önemli bir süreç vardı. Şimdi bunun imkanları açığa çıkmış durumda. O zaman heba edildi. Geçen 10 yıl barış ve çözüm adına kaybedilmiş yıllardır. Şimdi kazanabiliriz” diye konuştu.

Gülten Kışanak, söyleşinin ardından Dipnot Yayınları’nda “Davacıyım” isimli kitabını imzaladı.

Fuar, katılımcıların yoğun ilgisiyle devam ediyor.