AMED TV - NASA’nın Curiosity keşif aracı, Mars’ın bir zamanlar yaşama elverişli olup olmadığına dair yeni veriler sunarak Kızıl Gezegen’in geçmişine ışık tutuyor. Yapılan kimyasal analizler, Mars yüzeyinin bir dönem hayatı destekleyebilecek koşullara sahip olabileceğini, ancak bu uygun şartların yalnızca kısa süreler boyunca devam etmiş olabileceğini gösteriyor. Mars toprağında yaşam için hayati önem taşıyan elementlerin bulunmasına yol açan süreçler, şu anda mevcut olan susuz koşullara da yol açmış olabilir.
Mars'taki yaşam için basit bir cevap yok
Curiosity, 2012’den beri Gale Krateri’ni araştırıyor ve bu süre zarfında gezegenin toprak ve kaya örneklerini inceleyerek karbon açısından zengin mineralleri bulmaya çalışıyor. Karbon, Dünya'daki yaşamın temel taşlarından biri olarak görülüyor, çünkü DNA ve RNA gibi karmaşık moleküllerin oluşmasını sağlıyor. Ancak Mars’ta yapılan analizler, sadece günümüzde düşmanca bir ortama sahip olmadığını, aynı zamanda gezegenin yaşanabilir olduğu dönemlerin de kısa sürmüş olabileceğini gösteriyor. Öte yandan bilim insanları mikropların yeraltında daha misafirperver koşullarda gelişip gelişemeyeceğini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu da söylüyor.
Dünya’ya gönderilen verilerde, Mars örneklerinde daha önce keşfedilenlerden daha ağır karbon ve oksijen izotoplarının bulunduğu tespit edildi. Bu izotopların varlığı, karbon döngüsü gibi hayati süreçlerin Mars’ta da gerçekleşmiş olabileceğini, ancak Dünya’daki karbon döngüsünden oldukça farklı şartlar altında olduğunu gösteriyor.
Yaşam için uygun koşullar kısa süreliğine var olmuş olabilir
Bu keşifler, Mars'ta yaşam arayışının bir duraklama yaşadığı anlamına gelmiyor. Aksine, NASA'da çalışmayı yürüten araştırmacılardan David Burtt, sonuçların aşırı buharlaşmanın izlerine işaret etmesine rağmen, yaşamın yer altındaki daha korunaklı bölgelerde var olmuş olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, bu karbonatların oluşumundan çok daha önce, yaşam için elverişli bir atmosferin Mars’ta bulunmuş olabileceği ya da gezegenin başka bölgelerinde farklı iklim koşullarının hakim olabileceği ihtimalini de göz ardı etmiyor.