Van’da 15 Şubat'ta kayyım atamalarına karşı başlayan protestolar, kente büyük bir tepkiyle karşılık buldu. Gözaltı sayısının her geçen gün arttığı eylemlerde, 55’i çocuk olmak üzere yaklaşık 400 kişi gözaltına alındı. Çocuklar ve yetişkinler, gözaltına alınırken orantısız güç ve işkenceye maruz kaldı.
Gözaltı sayısı 400’ü aştı, işkenceye uğrayanlar var
İçişleri Bakanlığı tarafından Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından, protestolara katılanlara yönelik polis müdahalesi sertleşti. Protestoların ilk gününden itibaren gözaltına alınan 400’e yakın kişinin arasında 55 çocuk da bulunuyor. Gözaltına alınan çocuklardan 16’sı, gözaltına alınma esnasında işkenceye uğradı. Bu çocuklarda kafa, kemik, kol kırıkları ve vücutta ağır darp izleri tespit edildi. Ayrıca plastik kelepçelerin neden olduğu morluklar da birçok çocuğun bileklerinde görüldü.
Yaralılar hastaneye götürülmedi
Protestolar sırasında yaşanan şiddet ve işkence nedeniyle birçok kişi yaralanırken, gözaltına alınanlar hastaneye gitmekten çekindi. Yaralıların çoğu, gözaltı korkusuyla tedavi edilmeden hastaneleri terk etti. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Van Barosu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi’nin oluşturduğu Kriz Masası’na başvuran çok sayıda kişi, işkence gördüğünü bildirdi. Ancak hastanelere başvuran bazı mağdurların darp raporu alınamadığı iddia ediliyor.
Çocuklar ve yetişkinler hedefte
Protesto eylemlerinin merkezi haline gelen Van, kayyım atamalarına karşı yapılan barışçıl gösterilere şiddetle yanıt verdi. Gözaltına alınan 400 kişi arasında kadınlar ve çocuklar özellikle sert müdahalelere uğradı. Çocukların yaşadığı travmalar, cezaevinde tutuklu yetişkinlerin işkenceye maruz kalmasıyla paralellik gösterdi. Çocuklardan iki tanesinin tutuklandığı, diğerlerinin ise ifadelerinin devam ettiği bildirildi.
Kriz masası suç duyurusunda bulunacak
Kriz Masası, protestolara yönelik polis müdahalesinin ardından yaşanan hak ihlalleri ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlamayı sürdürüyor. Şiddet ve işkencelerin görüntüleri, suç duyurusunda bulunmak üzere hukuki bir dayanak oluşturacak. Protesto eylemlerinin daha da büyümesi bekleniyor ve yerel sivil toplum kuruluşları, bu sürecin demokratik hakların korunması açısından kritik olduğunu belirtiyor.