İstanbul’da, bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek SGK üzerinden haksız kazanç elde eden ve ihmallerle bu bebeklerin ölümlerine sebep olan "Yenidoğan çetesi"ne dair hazırlanan iddianamede çarpıcı ayrıntılar gün yüzüne çıktı. İddianame, çetenin işleyişini ve üyeleri arasındaki diyalogları detaylı bir şekilde ele alıyor.
Çetenin üyelerinden biri olan Birinci Hastanesi’nde acil tıp teknisyeni Hakan Doğukan Taşçı ile hemşire Hasan Basri Gök arasında geçen telefon konuşmaları dikkat çekiyor. Bu konuşmalarda, ölümlerine sebep oldukları bebeklerin aileleri hakkında kaygılı ifadeler yer alıyor. Taşçı, Gök’e "Doğukan öldürecekler bizi. Üç-beş kuruş için hapse gireceğiz. Hapse girmeyi bırak, öldürürler" diyerek tehdit ve kaygılarını dile getiriyor. Gök'ün "Türkmen mafyasına bulaşırız" ifadesi ise dikkat çekici bir başka unsur olarak iddianamede yer alıyor.
İlaç hırsızlığı ve satış hesapları
İddianamede, şüphelilerin hastanelerden ilaç çalarak sattıkları ve bununla ilgili kazanç hesaplamaları yaptıkları da belirlendi. Hakan Doğukan Taşçı, hemşire Hasan Basri Gök’e, "Beni tutuklarlar" diyerek kaygılarını ifade ediyor ve illegal iş yapmaktan kaçınmak istediğini belirtiyor. Ancak ikili, satacakları ilaçların potansiyel kazançlarını detaylı bir şekilde hesaplıyor.
Örneğin, Taşçı, "O ilacın SUT’tan sonra 210 bin lira para yapar. Adam senin satış fiyatına bakmaz, perakende satış fiyatına bakacak" diyerek ilaç satışlarının kârlılığını vurguluyor. Konuşmalarda, kaç kutu ilaç çıkarabileceklerine dair planlamalar ve kazanç tahminleri yaparak, bu faaliyetlerinin ciddiyetini ortaya koyuyorlar.
Kamuoyunda tepki yaratıyor
İddianamenin ortaya çıkması, kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. Bebeklerin hayatını hiçe sayarak haksız kazanç elde etmeyi amaçlayan bu çetenin, sağlık sistemini nasıl istismar ettiğini gözler önüne seriyor. Bu süreçte ilgili mercilerin harekete geçmesi ve benzer olayların önüne geçilmesi gerektiği vurgulanıyor.