Erzincan İliç'te meydana gelen maden kazasıyla ilgili olarak, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak ve Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, bölgedeki bitkilerin DNA'sında oluşan değişikliklerin canlı türlerinin yaşama şansını azaltabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Orhan Kavak, İliç'in Türkiye'nin endemik bitki türleri açısından önemli bir bölge olduğunu ifade etti. Altın arama ve ayrıştırma işlemlerinin siyanür kullanılarak gerçekleştirildiğini söyleyen Kavak, bu kimyasalların sadece siyanür değil, aynı zamanda farklı kimyasal maddeler içerdiğini ve bu durumun çevreye zarar verebileceğini vurguladı.

Prof. Dr. Kavak, özellikle kapasitenin yüksek olması nedeniyle pasaların düzgün şekilde istiflenmemesi durumunda çevreye zarar verilebileceğini belirterek, maden arama ve işletmeciliğinin kötü bir şey olmadığını ancak uygun teknikler ve çevresel faktörler göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini söyledi.

Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atandı Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atandı

Avrupa Birliği ülkelerinin benzer yöntemleri terk ettiğini belirten Kavak, ülkede yapılan altın aramalarının sayısına dikkat çekti. Bu faaliyetlerin madenlere olan ihtiyacımızı karşılamak adına önemli olduğunu belirten Kavak, ancak bu işlemlerin uygun tekniklerle ve ÇED raporlarına uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Ahmet Kılıç ise, siyanürle maden aramanın Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Almanya gibi ülkelerde izin verilmediğini söyledi. Siyanürle yapılan maden çalışmalarının ciddi tahribata neden olduğunu belirten Kılıç, bu tahribatın toprak, bitki örtüsü ve hayvan popülasyonları üzerinde uzun vadeli etkilere yol açabileceğini ifade etti.

Kılıç, yapılan uyarıların dikkate alınmaması durumunda bu tür faciaların yaşanabileceğini vurgulayarak, maden çalışmalarının uzmanlar tarafından denetlenmesi ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, bölgenin nadide türleri barındırdığını ve bu alanların korunması gerektiğini belirtti.